Kalabalık ve kaotik kent yaşamlarının bir sonucu olsa gerek; son dönemde yaşamın hemen her alanında popülerleşen akımlar genel olarak sadelik ve yalınlık prensibi etrafında gelişmekte. Sadeleşmek; günbegün hızlanan, karmaşıklaşan, kalabalıklaşan ruhlara iyi gelen, onları özgürleştiren güçlü bir kavram olma yolunda!

Bir başka deyişle; 21. yüzyılda mutluluğa giden yol sadeliğin en güzel hali olan minimalizmden geçer!

Minimalizm Nedir, Nasıl Özgürleştirir?

Aslında minimalizm anlatılmaz, yaşanır. Bu yazı ise minimalizmin nasıl yaşanabileceğini anlatma denemesi olarak tanımlanabilir. Sen; ey özgürleşmek isteyen birey! Minimalist yaşam tarzının kapılarını açmaya, yaşamını ve yaşam alanını ferahlatmaya, fiziksel olarak ve ruhen uçsuz bucaksız bir hareket alanı edinmeye hazır mısın?

Minimalizm, minimize etmekle başlar. Hayatında önemi ve önceliği olmayan şeyleri en aza indirerek, senin için hayatının esas anlamı olan şeye, yani mutluluğunun sırrına odaklanabilmeni sağlar. Nesnellik ve sadeliği baş tacı yapar. Tavrını, “Az olsun, öz olsun, benim olsun” felsefesinden yana koyanların tarzıdır minimalizm. Senin için neyin önemli olduğunu bul ve geri kalan her şeyi hayatından bertaraf et. İşte bu kadar.

Ev Dekorasyonunda Minimalist Rüzgar

Özgürleşmeye yaşam alanında başlayabilirsin. Minimalist ev dekorasyonu sayesinde evinde kendine ihtiyaç duyduğun boşluğu yaratabilir ve bu şekilde o boşluğu tıka basa dolduracağın huzura erişebilirsin.
Evinde minimalist rüzgarlar estirmek ve kendini bu rüzgarın ılık kollarına bırakmak için iki temel prensibi hayata geçirmelisin: Evdeki tüm gereksiz eşyalardan kurtul ve bütünlükçü bir dekorasyonu benimse. Sahip olduğun minimalist ev, içinde kendi yoğun karmaşasını barındıran postmodern yaşama karşı dik bir duruş, bu kaostan kaçıp sığınabileceğin özel bir alan haline dönüşsün.

Beş adımda minimalist dekorasyonu hayata geçirebilirsin:

Fazlalıklardan kurtulmaya; masaların, rafların, konsolların, duvar ünitelerinin üzerinde duran ve hiçbir işe yaramayan aksesuarlardan başlayabilirsin. Senin için anlamı olan bir iki parça eşya dışında diğerleriyle korkmadan ve kararlı bir biçimde vedalaşmalısın.

Kendine dekorasyon için ana bir renk belirle ve bu ana renkle uyumlu en fazla bir ya da iki ton daha seçerek tüm dekorasyonu bu tonlar üzerine oturtmaya çalış. Minimalist bir yaşam alanına en çok yakışan duvar rengi beyazdır. Evinin duvarlarını ve zeminini olabildiğince beyazlaştırarak taze, ferah ve aydınlık bir görünüm elde edebilirsin.

Mobilya seçimi yaparken de yine duvarların ve genel dekorasyonun sadeliğine uyum sağlayacak düz renkleri, çok göze batmayan ve olabildiğince doğal malzemeden elde edilmiş tasarımları tercih edebilirsin.

Dekorasyonun birbiriyle bütünlük içinde olmasına mutlaka özen göstermelisin. Yaşam alanın gözü yormayan, yalın ve bütüncül bir stil oluşturmalı.

Minimalist dekorasyon demek her türlü aksesuarı bütünüyle hayatından çıkarmak anlamına gelmez. Önemli olan minimum sayıda ve genel dekorasyonla uyum içinde, göz yormayan, düz renklere ve yalın hatlara sahip aksesuarları hayatında tutabilmek, geri kalanlara ise yol vermektir.

Minimalizm Sana Ne Kazandırır?

Minimalist bir yaşam ve dekorasyon tarzı sana bolca kişisel alan, karmaşıklıktan uzak bir konfor, huzur ve özgürleşmiş bir ruh kazandırır. Hayata karşı, gereksiz detayların ve kalabalığın içinde boğulmayan, enerjisini sadelikten alan, net ve güçlü bir duruş kazanmama yardımcı olur.

Minimalizmin kanatları altında yeniden düzenlenen bir yaşam alanı sana ayrıca tasarrufun ve geri dönüşümün kapılarını da açar. Gerçek anlamda ihtiyaç duymadığın eşyaları almamayı öğretirken ihtiyaç fazlası eşyalarını başka biçimlerde değerlendirme yeteneği kazandırır. Böylece hem kendin için hem de dünya yararına büyük ve önemli bir adım atmış olursun.

Yaşamını ve evini minimalist dokunuşlarla daha özel ve mutlu kılarken ev temizliği hususunun da tercih ettiğin sadeliğe katkı sağlayacağını aklında bulundur. Temizlik söz konusu olduğunda ise daima yanında olduğumuzu unutma.